AY’IN YÖRÜNGESİ
Ay’a da bir takım evrelerle ölçü biçtik. Nitekim o eski ve eğri hurma dalı gibi döner. Yasin Suresi 39
Ay, Güneş sisteminin diğer
uydularıyla karşılaştırıldığında çok büyük bir uydudur. Ay’ın oluşumuyla
ilgili farklı teoriler vardır. En yaygın teoriye göre Dünya’mız ile bir
gökcismi çarpışmış, bu çarpışmanın etkisiyle Dünya’nın kabuğundan büyük
bir parça kopmuş ve sonra bu parça Ay’a dönüşmüştür. Kesin olmasa da
son zamanlarda Amerikan sonda aracı “Lunar Prospector” dan gelen
bilgiler bu teoriyi desteklemektedir. Ay’ın küçük çekirdeği Dünya’nın
dış kabuğuyla büyük benzerlik göstermektedir.
Kuran, Ay’a ve Ay’ın
hareketlerine birçok ayetinde dikkat çekmiştir. Modern bilimin sağladığı
verilerle Ay’ın varlığının Dünya’daki yaşam için ne kadar önemli olduğu
anlaşılmıştır. Ay, bir uyduya göre oldukça büyük hacmi ve ayarlanmış
uzaklığıyla Dünya’mızın dönme merkezini sabitleştirmektedir. Bu da
gezegenimizin yaşam için elverişli iklim koşullarını milyarlarca yıldır
korumasını sağlamaktadır. Bazı bilim adamları, Ay’ın çekim gücü
sayesinde Dünya’nın merkez çekirdeğinin sıvı konumunu koruduğunu
söylemektedirler. Bu da gezegenimizin manyetik alanını güvence altına
almaktadır. Eğer bu manyetik alan olmasaydı kozmik radyasyonlar Dünya’ya
doğrudan ulaşacaklardı. Bu da yeryüzünde yaşamı yok edecekti. Yine Ay
olmasaydı Dünya’nın kendi çevresinde 10 saat içinde döneceği tahmin
edilmektedir. Bu ise gece ve gündüzün tamamen değişmesi, yeryüzündeki
yaşamın ciddi bir darbe yemesi demektir. Ay okyanusları kendisine
çekerek, Dünya’nın dönüş hızını yavaşlatmış ve bugünkü şekline
getirmiştir.
AY VE MATEMATİK
Tüm bu oluşumlar Ay’ın
kütlesinden dönüş hızına kadar ince matematiksel hesapların yapılması,
Allah’ın yaratışlarını bu matematiksel hesaplarla gerçekleştirmesi
sayesindedir. Nitekim Allah, Evren’de kullandığı matematiğe “kader”
kelimesiyle dikkat çekmiştir. Kader kelimesinin din adına uydurulanların
etkisiyle yanlış yorumlanmasına burada değinmek istemiyoruz. “Kader”
kelimesi Arapça’da ölçüyü, ölçü konulmasını, yani matematiksel
düzenlemeyi ifade eder. “Kader” kelimesi Türkçemizde bu anlamın dışında
kullanılsa da “Kader” kelimesinden türeyen “miktar” kelimesi dilimizde
“ölçü” anlamında kullanılmaktadır. Bu bölümde incelediğimiz Yasin
suresinin 35. ayetinde de Allah’ın matematiksel düzenlemesi “kader”
kelimesiyle ifade edilmiştir. Ay’ın Dünya’ya uzaklığından, kütlesinden,
dönüş hızına, Dünya ile karşılıklı çekimlerinden, Güneş’e karşı konumu
ve çekimlerine kadar her şey matematiksel olarak ince bir şekilde
hesaplanmıştır.(Kaderi belirlenmiştir.) Bu hesaplardaki ufak bir oynama
bile yeryüzündeki yaşamın yok olmasına sebep olurdu. Ay ile ilgili
verdiğimiz örneklerde de Allah’ın planlı yaratışının, matematiksel
düzenlemelerinin örneklerini görüyoruz. Ay, yalnızca romantik gecelerin
aktörü, şairlerin ilham kaynağı değil, yeryüzü yaşamının olmazsa olmaz
dostu ve şartıdır da.
Ay, Dünya’nın çevresinde çok sayıda kuvvetlerin birbirini dengelemesi
ile dolanır. Dünya’nın, Güneş’in çekimleri kadar, diğer gezegenlerin
çekimleri de burada etkili olmaktadır. Ay’ın hareket denklemindeki ölçü
yüzlerce ayrı parametre arasından ayarlanmıştır. Dünya’daki yaşam için
ise binlerce gerekli parametrenin art arda gelmesi şarttır. Ay, bu
parametrelerden sadece biridir. İşte Allah öyle bir sistem yaratmıştır
ki Dünya’da yaşamın var olması için gerekli unsurlardan sadece biri olan
Ay’ın, Dünya’daki yaşamı sağlayacak şekilde varlığı ve yörüngesinde
dolaşımı yüzlerce parametreye büyük bir matematiksel incelikle bağlıdır.
Bunun sonucundaki oluşum ise yaşamamız için gerekli binlerce unsurdan
sadece biridir.AY’IN DÜNYA ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Dünya’nın uydusu Ay, büyük
hacmi sayesinde yeryüzünün dönme merkezini sabitleyerek, yaşam için
elverişli iklim koşullarının korunmasını sağlar. Dünya’nın
çekirdeğindeki sıvı halin korunmasında da Ay’ın çekim gücü etkilidir. Bu
durum Dünyanın manyetik alanını sabit tutar. Bu manyetik alan sayesinde
yeryüzü kozmik radyasyondan direkt olarak etkilenmez.
Ay, okyanusları kendisine
doğru çekerek Dünya’nın dönüş hızını yavaşlatır. Bununla birlikte, Ay
her yüzyıl, günleri saniyenin binde 1,1’i kadar süre uzatmaya devam
etmektedir.
Ay Olmasaydı;
Dünya’nın kendi ekseni etrafındaki dönüş süresi 10 saat olacak, günler kısalacaktı.
Dünya, iklim koşullarından ötürü şiddetli fırtınaların ve kasırgaların hiç kesilmediği bir gezegen olurdu.
Atmosfer bugünkü gibi olmazdı. Daha kalın bir atmosfere sahip olurduk.
Gel-git olayları %70 oranında azalırdı. Ay ışığında etkinliğini sürdüren canlılar gelişmezdi. Bilindiği gibi, bazı canlı türleri üreme için Ay’ın evrelerini izlemektedirler.
Mevsimler olmazdı.
Gel-gitler olamayacağı için Dünya’da yaşam oluşmazdı. Dünya sadece Güneş’in varlığı ile oluşan mevsimler, rüzgarlar ve yağmurların var olduğu boş bir gezegen olurdu.
Bütün bunlar, Yüce Allah’ın, Ay’ı insan yaşamına elverişli koşulların
yeryüzünde var olması için özel olarak yarattığını göstermektedir.
Bunun yanı sıra Güneş Sistemi’ndeki tüm gezegen yörüngeleri elips iken,
Ay’ın Dünya çevresindeki yörüngesinin mükemmele yakın bir daire olması,
Dünya’nın dönüşü ile tam olarak aynı şekilde kendi etrafında dönmesi (ki
bu yüzden Ay’ın hep bir yüzünü görürüz) gibi detaylar da Ay’ın özel
yaratılışına işaret etmektedir. Yüce Allah, Güneş’i de Ay’ı da
insanların hizmetine verdiğini ve bunların her birinin Rabbimiz’in
sayısız nimetlerinden olduğunu Kuran’da şöyle bildirmiştir:Dünya, iklim koşullarından ötürü şiddetli fırtınaların ve kasırgaların hiç kesilmediği bir gezegen olurdu.
Atmosfer bugünkü gibi olmazdı. Daha kalın bir atmosfere sahip olurduk.
Gel-git olayları %70 oranında azalırdı. Ay ışığında etkinliğini sürdüren canlılar gelişmezdi. Bilindiği gibi, bazı canlı türleri üreme için Ay’ın evrelerini izlemektedirler.
Mevsimler olmazdı.
Gel-gitler olamayacağı için Dünya’da yaşam oluşmazdı. Dünya sadece Güneş’in varlığı ile oluşan mevsimler, rüzgarlar ve yağmurların var olduğu boş bir gezegen olurdu.
Güneş’i ve Ay’ı hareketlerinde sürekli emrinize amade kılan, geceyi ve gündüzü de emrinize amade kılandır. Size her istediğiniz şeyi verdi. Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışırsanız, onu sayıp-bitirmeye güç yetiremezsiniz. Gerçek şu ki, insan pek zalimdir, pek nankördür. (İbrahim Suresi, 33-34)
“…Güneş’i ve Ay’ı sizin emrinize verdi.” (Nahl Suresi, 12)
AYIN YÖRÜNGESİ (EĞRİ, ESKİ HURMA DALI)
Ay’ın yörüngesi, diğer gezegenlerin uyduları gibi düzgün bir yörüngede ilerlemez. Ay, kendi yörüngesinde seyrederken Dünya’nın, bazen önüne bazen arkasına geçer. Aynı zamanda Dünya’yla birlikte Güneş’in etrafında da döndüğünden, uzayda sürekli “S” harfi benzeri bir yörünge çizer. Ay’ın uzaydaki bu yörüngesinin şekli, Kuran’da “… eski bir hurma dalı gibi döndü (döner)” (Yasin Suresi, 39) ifadesiyle tarif edildiği gibi, kurumuş hurma ağacı dalının eğriliğine oldukça benzemektedir.
Ay, Dünya etrafındaki
eliptik dolanımını 27 gün, 7 saat, 43 dakika, 11 saniyede tamamlar.
(Kamer) kelimesinin Kuran’da 27 kez geçmesi ise Kuran’ın ayrı bir
mucizesidir. Ay, Dünya etrafında kıvrılan, sarılan bir yörüngede hareket
eder. Dünya’nın Güneş etrafındaki dolaşımı gerçekleşirken Ay da
Dünya’nın etrafında bazen önünde, bazen arkasında olmak üzere sarmal bir
yol izler. Böylece Ay, Dünya’nın yörüngesi boyunca kıvrım kıvrım
dönerek yol alan bir yörüngeye sahip olur. Tıpkı kıvrılan ve bükülen bir
dal gibi. Bu bölümde incelediğimiz ayette, Ay’ın yörüngesine “urcun”
kelimesiyle işaret edilir. “Urcun”, “hurmanın eğri, salkım dalı”nı ifade
eder. Ayette bu eğri salkım dalı, “eski” ifadesiyle de tasvir
edilmiştir ki hurma çöpünün eskisi daha ince ve daha eğri olmaktadır. Bu
çok hoş, çok güzel ve hikmetli bir benzetmedir. Bu benzetmeyle Ay’ın
evrelerindeki ilk ve son şekliyle beraber, Ay’ın Dünya etrafında
katettiği yörüngenin şekline de işaret vardır. Ayetin matematiksel
ölçülendirmeye dikkat çekmesi kadar, eğri ve eski hurma dalıyla yaptığı
benzetme de mucizevi niteliktedir ve o dönemin bilgi seviyesiyle ne
Ay’ın yörüngesindeki matematiksel inceliklerin, ne de Ay’ın Dünya’nın
etrafında dolanırken çizdiği yörüngenin şeklinin bilinmesi mümkündür.
Ay Dünya’nın yörüngesi boyunca kıvrım kıvrım dönerek yol alan bir yörüngeye sahiptir. Bu yörünge aynen hurma dalı şekline sahiptir. Resimde Ay’ın Uzay’daki yörüngesi görülüyor.
AY’IN GÜNEŞ’E BAĞIMLI OLMASI
1. Ve Güneş, ve onun parıltısı
2. Ve uyup onu izlediğinde Ay’a
91 Şems Suresi 12
2. Ve uyup onu izlediğinde Ay’a
91 Şems Suresi 12
Kuran, “eğri, eski hurma
dalı” benzetmesiyle Ay’ın Evren’deki yörüngesini mükemmel bir şekilde
açıklamıştır. Yukarıda alıntıladığımız ayette ise Ay’ın Güneş ile
ilişkisi açıklanır. Ayette kullanılan “fela” kelimesini “Uyup izlemek”
diye çevirdik. Bu kelime bağımlı olmayı, birine uyup ardınca gitmeyi
ifade etmektedir. Gerçekten de Ay uydusu olduğu Dünya ile beraber
Güneş’in etrafında döner ve Evren’in içinde Güneş nereye doğru hareket
ediyorsa Ay ve Dünya da oraya doğru hareket eder. Hareket edip,
ilerleyen bir Güneş’in etrafında Ay ve Dünya döner. Yani Ay ve Dünyamız
tamamen Güneş’in hareketine bağımlıdırlar. Güneş’in ardı sıra hareket
ederek Evren’de konum değiştirirler.
Ay’ın içinde bulunduğu
sistemin hareket merkezi Güneş’tir. Ay’ın Güneş’e tabi olup onu
izlediğinin söylenmesi de Kuran’ın sayısız mucizelerinden biridir. Her
mucizede hayranlık hissimiz daha da artmaktadır…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder